Toplumun temel taşını oluşturan kurumun aile olmasından yola çıkarsak ebeveynlerin sosyal hayata yapacağı en önemli katkı, faydalı ve bilinçli çocuk yetiştirmek olacaktır. Bireylerin toplumun bir parçası olarak kendilerini yetiştirebilmesi için ilk basamak olarak değerlendirilen aile yapısı artık çağa ayak uyduruyor. Elbette ki gelişen teknoloji, bilim, sanat, siyaset, popüler kültür bireylerin aileden sonraki yaşantılarına oldukça yakından ve sıcak temasta bulunarak etki ediyor. Gün geçtikçe uygulanan eğitim sistemi gelişme gösteriyor ve bilimin büyük katkısıyla gerçekleşen yenilikler bireylerin daha iyi bir hayat yaşamasına olanak sağlıyor.
Çocukların gelişimi için uygulanan eğitim kanalları; zihinsel gelişim, yetenek yönetimi, çoklu düşünce teknikleri, oyunla öğrenme gibi çeşitli uygulamalarla daha da gelişim gösterdi, göstermeye de devam ediyor. Erken yaşta eğitim ise günümüzde ebeveynlerin ve bilim insanlarının üstünde durduğu önemli bir konu. Aileden sonraki sosyal faktörlerin etkisi de bu basamakta devreye giren noktalardan biri. Kaliteli bir erken öğrenme programı, çocukların gelişim potansiyellerine ulaşmalarına ve okul başarısı için ihtiyaç duydukları bilgi ve becerileri kazanmalarına yardımcı olur. Dolayısıyla kaliteli erken yaşta eğitim, topluma geniş kapsamlı bir fayda sağlar. Bu da daha fazla çocuğun eğitim hayatına devam edeceği, daha azının okulu bırakacağı ve daha az iyileştirici ve özel eğitime ihtiyaç duyulacağı anlamına gelir.[1]
Çocukların eğitim hayatları boyunca aldıkları temel bilimsel öğretimin yanında erken yaşta zeka geliştiren, çok yönlü düşünceyi destekleyen programlarla daha verimli bireylere dönüşmeleri sağlanabilir.
Özgün ve yaratıcı düşünebilen, kendinin farkında olan bir çocuğun hayatını yönetmesi çok daha kolay olacaktır. Oyunlarla, stratejik düşünme yetisi ile ve yetenek yönetimi ile çabuk öğrenen beyinlerin sorumluluk alma yönelimlerinin de artmasına destek olunur. Kendilerini daha rahat ifade eden çocukların, öğrenim hayatlarında özgüvenli ve güçlü hareket etmesi sağlanır. Bu katkı sağlar.
Küreselleşen dünyada iş alanları git gide çeşitleniyor ve teknolojinin, üretim sistemlerinin ve daha birçok faktörün etkisiyle daha karmaşık bir hal alıyor. Bireylerin küçük yaşta aldıkları eğitimlerle bu karmaşanın üstesinden gelebilme yetileri gelişiyor. Çözüm üretme ve analitik düşünme yetileri gelişmiş olan bireyler topluma daha rahat ayak uydurarak sorunlara ya da karmaşaya daha hızlı çözüm üretebiliyorlar. Ayrıca karmaşık sistemleri zarifçe yönetebiliyorlar.Geleceğe hazırlanmak adına ağır bir eğitim süreci çocuklar için yıpratıcı olabilir ancak bilimsel araştırmalar ve değişen eğitim yöntemleri, onların gelişimi için en keyifli yolların daha öğretici olacağını gözler önüne seriyor.
Bu noktada Jerome Bruner’in keşfederek öğrenme yöntemi örnek gösterilebilir. Keşfederek öğrenme yöntemi, araştırmaya dayalı problem çözme durumlarında öğrenen kişinin geçmiş deneyimleri ve şu anki bilgisinin ilişkilendirilmesi yoluyla bilginin bulunmasını sağlayan, yapılandırıcı bir öğrenme teorisi olarak bilinir.Öğrenciler, nesneleri araştırıp manipüle ederek, sorularla ve tartışmalarla boğuşarak veya deneyler yaparak dünyayla etkileşime girer.[2] Sonuç olarak, öğrencilerin kendi keşfettikleri kavramları ve bilgileri hatırlama olasılıkları daha yüksek olabilir. Dolayısıyla bu tarz yöntemlerle çocuk, erken yaşta eğitime kolay adapte olmanın yanında keşfetme – bulma farkındalığını çok erken yakaladığından daha girişken ve korkusuz bir şekilde bilme –öğrenme – uygulama eğilimine girer. Bruner’in teorisi günümüzde erken yaşta eğitimin dışında da oldukça sık kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor ve verim alındığı düşünülüyor.
Eğitim yöntemlerinin çeşitlenmesi daha fazla alana hızlı bir şekilde yayılması, ebeveynlerin korkularını da hafifleterek çocukla sağlıklı bir eğitim ilişkisi kurmasına sebep oluyor. Aile dışından alınan gelişmiş eğitim yöntemleri aynı zamanda ebeveynlerin de kendilerini geliştirmesine olanak sağlayarak çocuk için en uygun öğrenimin ne şekilde olacağı konusunda bilinçlenmelerine sebep oluyor.
Bireysel yaşama etki eden en önemli faktörlerden biri olarak eğitim uygulamalarının, bu denli geniş bir birikimle geliştirilmesi, sadece erken yaşta öğretimin değil, ileri yaşlardaki kişisel gelişimin de etkilenmesine katkıda bulunur. Yani kişinin yetişkin bir birey olarak toplumdaki yaşantısı devam ederken, geliştirmesi gereken kimliğini eğitmesine de olanak verir. Daha bilinçli bir toplum yapısı için eğitim ağının genişletilmesi ve geliştirilen bilimsel uygulamaların çocuk yaşta eğitime de destek verilerek tasarlanması oldukça önemlidir.
–Yazan: Ece Zeren Aydınoğlu